Evet efenim;
İnternet kullanımı cep telefonlarından (daha çok) yapılmaya başlandığından beridir,çok aktif olamasak da
Pedalizam 8 yıldır varlığını sürdürmeye devam ediyor…Koca bir kız oldu artık pedalizam ve kendi ayakları üstünde durmayı başarmak istiyor…şiiri, şiirin müzikle birleşimini,şarkıları,yazıları,insanları hâlâ çok seviyor…
inceldiğim yerden koptum ironisini felsefesi edinse de bir gün herşeyin çok güzel olacağına inanıyor…dünyayı güzellik, inanç ve sevmek kurtaracak biliyor…
Doğum gününü de bu aralar en sevdiği şarkıyla kutluyor…
Önceden hastalıkları ayakta atlatırdım..Vız gelirdi en domuzu(domuz gribinden bahsediyorum) bile. Bi nazlı mı oldum bi cansız mı bilmiyorum.Daha çok yaşlandın, diyor içses.. Böyle yaşlanmak olmaz benim ki eskimek… Sabaha kadar birbirimizi yiyoruz; ilaç kokuları,tansiyon aletleri,bir kaç bardakta.. başımın ucuna dayatılmış annemin bitkisel sıvıları arasında..
içses; -eskimek ağır gelir kaldıramazsın.. -peki ya yaşlanmak.. içses; -yaş alacaksın hayattan..kalk koyverme kendini, yaşlanma.
Dikiliyorum ayağa, en gazlısından Sonra en tatlı antibiyotik canımın sesini duyuyorum.Tabii İçsesle bile kavga eden ben canımın sesiylede kavga ediyorum..üzülüyorum..üzüyorum istemeden Sular bir bulanıyor bir duruluyor.. O sonra, dozunu öyle kuvvetli ayarlıyor ki, öyle iyi geliyor ki bana can-lanıyorum. Bana günbegün kattıklarıyla hayattan bir yaş daha almayı acaip sever oluyorum.
Ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum…Her halimde sevdiklerim hep yanımda.. Şükrediyorum.. Yaşlanmıyorum..sevdiklerimle ayaktayım…
Hemde canlı canlı..acırsa nolayım. Şimdiden başladılar sevgililer günü zımbırtılarına Bu alışveriş sektörünün oyunlarından birine daha haftalarca tanık olmak midemi bulandırıyor. O gün zorla gidip, aslında maskelerinden biri olan hediye sandığı şeyi sevgiliye vermek onun da buna aptalca sevinmesi,prensesini ayakkabısından tanıyan denyo prensteki kadar, aşağılık sevgiler olduğunu bilmek çok acı.. Hem neden erkek hediye almak zorunda da kadın bi kaf dağından indiremiyor burnunu Gerçekci olun nolur İstemem ben birgünlük günü…
Özel gün mü yapacaksın o gün tatil olsun mesela Birlikte yapılabileceklerin tadına varmadan toprağa karışan bedenlere acıyorum. Herkesin bildiği, acaba bana neyi layık gördü,bugün için neler planladı yapmacık bakışlarını görmemek için 14 şubat gelmeden bir adaya düşmek istiyorum ben yanıma o üç şeyi dahi almadan…
Özel günleri icat eden kapitalist sisteme daha ne kadar uşaklık edilecek.Sevgiyi ifade etmek cüzdanın kalınlığı ilemi ölçülecek. Hiçbir özel günde hediye vermedim almadım da,sevgilim de olursa ona hergün seni seviyorum diyeceğim ama o gün her zamanki gibi evde oturup yarım kalmış kitap ve filmlere bakacağım. yanii The person you have called cannot be reached at the moment, because she doesn’t believe to this day….
Her kim nerede kutlayacaksa sevgili sevgililer günü kutlu olsun : )
Evleri bile daha yakındı
Kalplerinden
Ele mi yapışıyordu
Buz tutmuş kapı kolları
Balkonlardan uzanan kuru sarmaşıklara
Saklanmıyordu artık bayram şekerleri
Alınan tabaklar
Boş veriliyordu, sözler gibi
Komşu komşunun hiçbirşeyine muhtaç değildi
Selamlaşmak için, aynı saflarda
Ölünüyordu…
Geç kalmış ayak sesleri var şimdi
Kedi merdivenli sokak aralarında
Görünmez insan suretleri
Koşuşturan saat
Panjuru haince tırmalayan güneş
Uykusuz çapaklarım
Annemin çilek reçelide nasıl kokuyor
Kim ne derse desin..
bir deli bensem de özlüyorum bu şehri
özgürlüğümün,sevdalarımın başkenti
fethetmek duygusunu tattığım eyy pay-i taht
gönüllerdeki yeditepe..
seviyorum seni delice.
-hadi kalk ,dışarıya çık biraz -nesine çıkayım sisden göz gözü görmüyor -hani fesleğenlere toprak eklicektin -aman onlarda inat etti büyümüyor -sana yüksek sesi sevmez bitkiler demiştim -….evet en çok onları unutuyorum bağırırken -boşuna. kendini üzüyorsun sadece -sabırsızım,boşvermiş insanlara katlanamıyorum -kalk kalk..bak gecikmiş faturanın biri..yayın kesilcekmiş -kesilsin.hatta elektrikler de gitsin.gelmesin günlerce belki eskisi gibi salonda toplanır sessiz film oynarız seslice.. -bişey var sende yine -evet -aramadı mı -hayır.aramaz biliyorum -sen ara -korkuyorum -korktuğunu söylersin -tamam kalkıyorum.telefonum nerde benim..
neyin olduğunu bilmediğim bir gölgeye asılıyorum…ayaklarım yerden kesilmiş.. sonunu bilmediğim masallara inanıyorum…elma hala zehirli..kaf dağı hala yüksek.. yalanlar hala yalan..kanıyorum isteyerek.. bilerek uyanmıyorum..uyku tatlı..rüyalar gerçek..
Kenarından yol gecen şehirler gibi Uzakmısın yakın mı anlayamıyorum
Kiraz sapını sorguluyor Kuş yuvasını Üç bilinmezli sırlar yoruyor artık Kelimeler yabancı ve soğuk Mesafeler bilerek
Sabr’ın kara kaplı defterinde sayfalar bitiyor özlemiyor deniz karayı Notalar sitem çalıyor, ağızda takılmış kalmış veda sözleri Gitmek mi zor kalmak mı Beklemek mi günü Gün dilsiz,gece sağır
Su akmak istemiyor taşıp duran nehirlere Kesiyor Can damarını Kuruyor kalb Küskün mevsimler türüyor Sessizliğe dayanamıyor beden Karabasanlara bel veriyor ayaklar